Bu yılın Mart ayında, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bir araştırma ekibi, Nature dergisinde çığır açan bir çalışma yayınladı; bu çalışma, tek seferlik antikor tedavisi yoluyla farelerdeki hematopoietik kök hücrelerin (HSC'ler) ve bağışıklık hücrelerinin bileşiminin iyileştirilebileceğini gösterdi. kalıcı olarak değiştiriliyor, böylece yaşlı farelerin bağışıklık yeteneği artıyor ve patojen istilasıyla etkili bir şekilde mücadele ediliyor.

Aslında, küresel yaşlanan nüfus bağlamında, bilim adamları yaşlanmayla nasıl daha etkili bir şekilde mücadele edebileceklerini ve yaşlanma sürecini nasıl hafifletebileceklerini araştırmayı asla bırakmadılar. Bilim camiası daha fazla yaşlanma faktörü arıyor ve daha fazla yaşlanma karşıtı ilaç veya takviye geliştirmeye çalışıyor. Çok sayıda çalışma, nikotinamid adenin dinükleotidin (NAD+) hücresel yaşlanmayı etkileyen en açık faktörlerden biri olduğunu göstermiştir. Enerji metabolizmasında, metabolik substratta ve hücre içi sinyal molekülünde yer alan önemli bir koenzim olarak NAD+, hücresel materyal metabolizması, enerji sentezi, DNA onarımı vb. gibi çeşitli fizyolojik aktivitelere katılır.
Son yıllarda NAD+metabolizmasının yaşlanma sırasındaki değişiklikleri ve düzenlenmesi büyük ilgi görmüştür. Akademisyenler [4] memelilerin yaşlanma sürecinde bir "NAD Dünyası" sistemi düzenleyici ağının mevcut olduğunu ileri sürmüşlerdir; Hücrelerin ve organizmaların NAD+ seviyeleri yaşlanma sürecini ve derecesini belirler; Belirli belirli bağlantıların zayıflığı, NAD+ seviyelerinde bir düşüşe yol açar, sonuçta genel NAD+ seviyelerinde bir düşüşe yol açar ve yaşlanmayı hızlandırır. Resveratrol, kalori kısıtlaması ve egzersiz gibi yaşlanma karşıtı önlemlerin etkilerinin, NAD + metabolik yolun düzenlenmesiyle ilişkili olduğu doğrulandı. Bu nedenle NAD+, yaşlanma karşıtı için potansiyel bir hedef olarak kabul edilir.
Mevcut araştırmalara dayanarak, NAD +'nın insan vücudundaki ana rolleri şunları içerir:
1.
NAD+ telomerlerin uzamasına yardımcı olur. Hücreler bölündüğünde telomerler kısalır. Telomerler belirli bir dereceye kadar "yıprandığında" hücreler artık bölünemez ve inaktif veya apoptotik hale gelmez. Sirtuin proteinleri, telomer uzunluğunun korunmasına yardımcı olmak için NAD + gerektirerek hücre bölünmesini destekler.
2.
NAD + DNA'mızı onarmaya yardımcı olur. Yaşlandıkça DNA zincirleri kırılabilir ve genetik mutasyonlar meydana gelebilir. DNA hasarı biriktikçe kanser ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi yaşam süresini kısaltan birçok hastalığa yol açabilir. Elbette insan vücudumuzun kendine ait DNA onarım mekanizması vardır. DNA hasar gördüğünde PARP-1 enzimini aktive eder ve hücrelerin içindeki DNA'yı onarır. Onarım sürecinde vücutta büyük miktarda NAD+ tüketilir. NAD + takviyesi, DNA onarım sürecini eski haline getirebilir ve hücre apoptozunu önleyebilir.
3.
NAD+, bağışıklık hücresi sinyalini düzenler ve yaşlandıkça bağışıklık hücrelerimiz dengesiz hale gelir. Aşırı aktif olmak otoimmün hastalıklara yol açabilirken, hareketsiz kalmak çeşitli bakteriyel ve viral enfeksiyon riskini artırabilir. Bu, her ikisi de NAD + aktivitesiyle yakından ilişkili olan mitokondriyal fonksiyona ve enerji dengesi faktörlerine bağlı olan bağışıklık yaşlanması olarak bilinir.
4.
Nad+, ATP (adenozin trifosfat) enerji enzimlerinin hücresel dağıtımını destekler. Yaşlanmanın genel bir özelliği hücresel enerji kaybıdır. ATP çoğu hücresel süreçte ana enerji kaynağıdır. Enerji yaşam için gerekli olan tüm süreçleri sürdürmek için kullanılır. Ancak enerji iletimi sürecinde kaçınılmaz olarak enerji kaybı meydana gelir. Bunun nedenlerinden biri, nad+'nın önemli bir katılımcı olduğu elektron taşıma zinciri etkisinin azalmasıdır. Çalışmalar, nad+ seviyesini artırarak elektron taşıma zinciri fonksiyonunun eski haline getirilmesinin, enerji çıkarımını teşvik etmek ve genç hücre fonksiyonunu sürdürmek için hızlı ve etkili bir araç olduğunu göstermiştir.
5.
Nad+ kromozomların stabilize edilmesine yardımcı olur. Zaman değiştikçe, tüm karmaşık moleküler yapılar gibi kromozomlar da yavaş yavaş kararsız hale gelecektir. Sonuçta istikrarsızlık, gen yorumunda hataları tetikleyecek ve bu da sonuçta hücre işlevinde ve yapısında zararlı değişikliklere yol açacaktır. Kararlı kromozom yapısını koruyan enzimlerin normal şekilde çalışabilmesi için Nad+ gereklidir.
6.
Nad+ beyin sağlığını destekler. Nad+, nörotransmitterleri etkilediğinden ve beyin sağlığının korunmasında önemli bir rol oynadığından, nörotransmiterler, ruh hali, iştah, stres vb. gibi sistemik fonksiyonların düzenlenmesine yardımcı olmak için sinir hücreleri arasında sinyaller iletebilir.




